Ana içeriğe atla

ÖZGECAN ASLAN ANISINA!!!

Merhaba diyerek başlayamayacağım sözlerime bugün. Çünkü aslında hiç selamlaşacak havada değiliz ülke olarak.

Özgecan Aslan... Kim bilir ne stresler yaşayarak girdi üniversite sınavına. Hayatının son geceleri olduğunu bilmeden sabahlara kadar ders çalıştı belki de. Sonunda üniversiteyi kazandığında ne kadar mutlu oldu kim bilir.


Özgecan Aslan... Okuldan eve dönmeye çalışan gencecik bir beden ama bedenin içinde yaşayan kocaman bir kalp,gencecik bir ruh,içinde hayat planları saklı bir beyin ve bir sürü hayal... Bir minibüste beden dışında hiçbir şey görmeyen bir hayvan yüzünden toprağın altında bir beden olarak kaldı şimdi.

Özgecan Aslan... Neler geliyor aklıma. Aşık mıydı acaba ? Platonik belki, var mıydı kalbinin içinde gizli biri ?  Ya da yarınlar için ne planı vardı ? Geçemediği sınavlara üzülüyor muydu ? O minibüste az sonra yaşayacaklarından habersiz ne düşünüyordu ? Çok canı yandı mı mesela ? Çığlıkları o şerefsizin kulağını çınlatıyor mudur ?

Aklımda o kadar soru var ki. Kalbim dondu sanki. Yazacak bir kelime bile bulamıyorum.   Bizim dinimiz, bizim peygamberimiz onları bize emanet etmişken bu nasıl bir vahşet ? Hani o sizin peşinden koşturduğunuz namusunuz ? Hani şerefiniz ? İnsanlık nerde ? 26 yaşında evli bir adam(!) gencecik bir kızın bedeninden ne ister ? Nasıl bir nefis bu ?

Ama ben eminim. Bu hayvan ilk kez bir kadınla beraber olduğunda babası sırtını sıvazladı,annesinin koltukları kabardı. Çünkü oğlu erkekliğini istapladı. Evet oğullarına bir organı nasıl kullanıcağını, nefsine hakim olması gerektiğini öğrettiler ama adam olmayı, insan olmayı hadi insan olmayı geçtim hayvanda ki vicdanı bile öğretememişler. Erkeğin elinin kiri. Erkek elini yıkar geçer kızın namusu kirlenir. Erkek olarak bu cümlelerden o kadar utanıyorum ki. Bu cümleleri kim kuruyorsa onlar da bulaştı ÖZGECAN'ın, IRMAK'ın, MERT'in ve adı unutulan tüm kızların, dayaktan ölen tüm kadınların kanına.

O dolmuşta ailem de olabilirdi,senin ailen de olabilirdi, sende olabilirdin.O dolmuşta o namussuzun kardeşi de olabilirdi. Her gün o dolmuşlara binebiliyoruz. Koşarak mı kurtulacak kadınlar bu şerefsizlerin zulmünden. Ne yaparlarsa biticek bu kin ? Peki soruyorum size şerefsizler siz ne kadar erkeksiniz ?

ÖZGECAN ASLAN bugün o toprağın altında. Kadınlarımıza da  birer potansiyel Özgecan olmaktan başka çare bırakmıyorlar.

ALLAH ISLAH ETSİN.

Başımız sağolsun...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİKTİR ET!

                                                         SİKTİR ET! Bugün sana sert gerçeklerden bahsedeceğim. Bugün sana gerçek başarının sırrını vereceğim. Ve eğer dediklerimi uygularsan kimse senin önünde duramayacak,kimse sana bir daha laf etmeye dahi cürret edemeyecek. Öncelikle sana bir soru sormak istiyorum. Kendini değerli görüyor musun ? Kendini diğer insanlar kadar değerli görüyor  musun ? Ben sana söyliyim kendini değerli falan görmüyorsun. Her gün düşüncelerinde kendini eze eze bir hal oluyorsun.Her gün kendine sövmekten başka bir şey yapmıyorsun. Kendi değerini neye göre belirliyorsun ? Kendi özelliklerine,kendi inançlarına,kendi prensiplerine göre mi yoksa başkalarının düşüncelerine göre mi ? Cevabı aslında çok basit. Başkalarının düşünceleri senin için daha önemli. O sana aptal diyor, kendini aptal zannediyorsun. O sana yapamazsın diyor,yapamayacağını sanıyorsun. O sana bir bok olamazsın diyor,sende benden bir bok olmaz diye etrafta geziyorsun.Ve sonra

Kendine İnan!

Yeni sınav sistemi olan YKS’ye hazırlanan adayların yine en büyük kuşkusu “Konular yetişir mi?” sorusu oluyor. Hepsi nasıl bitecek diye düşünmek yerine bence sınava kadar üzerine ne ekleyebilirim diye düşünmelisin. Ders çalışmaya ilk başta büyük bir hevesle başlarsın çünkü ilk konular genelde kolay olur, fakat ilerleyen aylarda ise bir bıkkınlık hissi gelir. İşte pes edenler her zaman kaybeder, her konuda. Bıkkınlık hissini yenenler ise hedeflediği üniversiteyi kazanır.  Sen, bırakmayıp çalışmaya devam etmelisin!  Senin ders çalışmayı bırakma gibi bir lüksün yok. Sakın tıka basa yemek yemeyin ve kendinizi de aç bırakmayın. Ne yapmak lazım ? Az yiyin ve sık yiyin. Örneğin 4 saatte bir sizi rahatsız etmeyecek şeyler yemeniz daha iyi olacak. karnınızı asla doyurmayın. Çok yemek zekayı anlama kabiliyetini ve idrakı köreltir. Bu kadarla da kalmaz sizi embesil bir üşengece çevirir. Hiç bir şey yapmak istemezsiniz. Beyniniz bile düşünmeye üşenir. az yiyip kuş gibi hafif hissedip zihinsel

Bugün Yarım Kalanlara Rağmen

Bugün yarım kalanlara rağmen yarın tam olacaklar için savaşmaya devam etmelisin. Yaşamaya devam etmelisin demiyorum; demiyorum çünkü o savaşa girmeden yaşamaya başlayamazsın. Kazanmalısın da demiyorum çünkü yine biliyorum ki kazandım dediğin her şeyde bir kaybettiğin var. En iyi sen bilirsin; her şeye sahibim dediğin anda hiçliğe düşen de sendin bu ‘O’ diye hissettiğin anda en yarım kalanda. Kim ne anlatırsa anlatsın o acıyı çeken de sen oldun aynı acıdan geberip kendi omzunda ağlayan da sen olacaksın.  Acı çekmek  çoğunun işine gelip nefes dahi almanın hayatın cezası olduğunu düşünenler olsa da bende eminim ki hayatta güzel anlar da var.  Eğer varsa benim bir tane bile güzel anım olmadı diyen tüm güzel anlarımdan vazgeçmeye hazırım ben. Hazırım çünkü içimizde yerin yedi kat dibi de var karanlığın her tonunun olduğu; yedi kat göğü de var beyazlarının hüküm sürdüğü. Bir de  Dünya  var işte tam ortada duran. Hepinizin karanlığın tonları arasında gezindiği de oldu beyazın içinde ka